Barselona gezi rehberi yapmak iddialı iş hakikatten. Barselona boşuna Avrupa’nın en gözde şehirlerinden biri değil. Sizin de Roma, Paris ikilemesini Madrid yerine Barcelona ile tamamlayasınız geliyorsa bunun sebebi Barselona’nın, İstanbul gibi, kendisi başkent olmasa bile başkenti gölgede bırakacak içeriğe sahip olması. O yüzden Barselona’yı bir kere 3 günde her yerini görür geliriz mantığıyla düşünmemek lazım. Şehir gerçekten çok dolu.
Nasıl ki İstanbul’u 3 günde bitirdim ben diyen bir turiste içinizden he canım he, her yerini görmüşsündür sen diyesiniz geliyorsa, Barselona’yı 3 günde bitirdim demek de o kıvamda. O yüzden Barselona gezi rehberi yapıyorum ama burada bahsettiklerimin üstüne de Barselona’da yapılacak onlarca şey olduğunu unutmamak lazım! Haddimi bilerek yazıyorum yani 😉
Bu arada niye 3 gün dedim, benim geçirdiğim zaman yaklaşık ona denk geldi diye. Ben bir gün de Andorra ziyareti yapmak istediğimden benim planım toplamda 4 gece 5 gün oldu. Ama havaalanı gidiş gelişleri çıkartırsak 4 tam günün 1 günü Andorra, 3 tam günü Barselona’da geçirmiş oldum. Ve dolu dolu geçen 3 günün sonunda hissiyatım Barselona’yı hem güzel gördüm hem de görmedim :p Şehrin öyle bir havası var ki sanki daha görülecek çok şey var ama sırlarını keşfetmek için bir ziyaret yetmez! Neyse ben size neleri gördüm, nelere dikkat etmek gerek onlardan bahsedeyim de siz de kendi planınızı daha bilgili yapabilin 😉
Her zamanki gibi gezielciniz şehir rehberi Barselona gezi rehberi için de önce özetle başlıyor, detaylar devamında…
Ulaşım: Kolaylıkla direk uçuş bulabilirsiniz. Şehir içinde çoğu yere yürüyerek gitmeniz mümkün. Ancak şehir büyük ve her yere yürüyerek gitmek özellikle bazı merkez dışı noktalar için Park Güell gibi hem zaman hem enerji kaybı olabilir. Toplu ulaşım için tek yön bilet 2.20 euro (ocak 2019), bunun yerine 48 saatlik,72 saatlik gibi günlük kartlar var özellikle havaalanı ulaşımını da kapsadığından uyguna gelebilir. Böylece kasmadan yorulduğunuzda ya da zamandan tasarruf için düşünmeden toplu taşıma kullanabilirsiniz.
Günlük kartların fiyatlarını aşağıda yazıyorum, ilk etapta çok gözükse de havaalanı gidiş-gelişi kapsar şekilde alırsanız 9.20 eurosunu çıkarmış oluyorsunuz ve günde en az bir kere gidiş-dönüş kullansanız neredeyse parasını çıkarmış oluyorlar. Kartlar ilk kullandığınız andan itibaren aktive olduğundan kullanışlı.
2019 Ocak fiyatları
48 saatlik ( 2 günlük) Barselona ulaşım kartı :15.20 euro
72 saatlik ( 3 günlük) Barselona ulaşım kartı :22.20 euro
96 saatlik ( 4 günlük) Barselona ulaşım kartı :28.80 euro
120 saatlik ( 5 günlük) Barselona ulaşım kartı : 35.40 euro
Havaalanı ulaşım: Metro ve otobüs en yaygını. Fiyatlar ve süresi aşağı yukarı aynı gibi metro biraz daha ucuz. Merkeze metro ile 4.60 euroya gidebiliyorsunuz otobüste 5 küsür bir şeydi. (ocak 2019). Ama yukarda bahsettiğim günlük taşıma kartını düşünüyorsanız o havaalanı gidiş gelişi kapsıyor o yüzden 4.60 x2 = 9.20 eurosunu zaten çıkarmış oluyor gibi düşünebilirsiniz. O zaman fiyatlar o kadar kötü gelmiyor! Yolculuk ise yaklaşık 1 saat sürüyor (evet o kadar sürüyor gerçekten de)
Vize: Schengen vizesi
Para birimi: Euro
Gezilecek yerler: Tabii ki başta Sagrada Familia, La Rambla, Park Güell, Casa Batllo, Gothic Quarters, Mercat de la Boqueria, Palau Güell, Kathedral La Seu, Palau Nacional (Milli Saray), Parc de la Ciutadella, Poble Espanyol, Flamenko Gösterisi (tamam belki direk bir gezilecek yer değil ama bence Barselona’da yapılacak en iyi aktivitelerden biri).
Bir de Barselona’dan günü birlik Andorra gezisi çok popüler. Ona dair Andorra gezi rehberi linki de burada dursun.
Yeme İçme: İspanya denilince ilk akla gelen şey Tapas yani bir nevi meze kültürü. Little little into the middle misali küçük porsiyonlarla çeşit çeşit söyleyerek takılıyorsunuz. . Özellikle mekanlarda normal masaların yani sıra tapasların dizili olduğu bar önündeki taburelerde oturmak da bunun bir parçası.Tabii bir sürü çeşidi var ama en klasiklerinden bir kaçını yazayım: Bravas (sarımsak soslu patates ama patates deyip geçmeyin efsane!), Pimientos de Padrón Fritos) (küçük kızarmış yeşil biberler), Gambas (salsa soslu büyük karidesler), İspanyol salam ve peynir çeşitleri vs.. (iberus diye geçiyor, chorizo = aşk). Cabraos –> Bu da yine patatesten yapılan benim görünüş olarak erişteye benzettiğim bir tapas ama porsiyonu oldukça büyük ana yemek gibi ve yumurtalı (eggs style) olunca da daha çılgın oluyorTapaslar dışında paella (deniz ürünleriyle yapılan pirinçli ünlü yemekleri), ve Biftek mekanları da Barselona yemek listenizde olabilir. Tatlı olarak ben çok çılgın şeyler gördüm Barselona’da ama klasik yerel lezzet olarak Churros ve Krem Katalan deneyin. İlki şerbetsiz uzun tulumba tatlısı gibi çikolata sosuyla falan geliyor genelde, ikincisi ise Krem Brüleye benziyor. İçecek olarak ise Sangria ve kırmızı şarap tabii basta geliyor.
Fiyatlar: Avrupa geneli için ucuz sayılır, ben yine tabii Münih’ten gittiğimden bana fiyatlar daha uygun geldi 🙂 Fiyatlar genelde uygun ama biraz size kalmış, kahvaltıdan örnek vereyim. Mesela kahveyi 1,5 euroya da bulabilirsiniz 3.5 euroya da, klasik pastane tarzı cafelerde 3-5 euroya güzel bir kahvaltı da yapabilirsiniz, con con cafelerde 10-15 euroya da yapabilirsiniz. Tapaslar için genelde her yerde olan Bravas fiyatlarından örnek vereyim, 3 euroya da gördüm ama 6.5 euroya da gördüm. Ama ortalaması 4.5 civarı diyebilirim.
Genel tavsiyemdir zaten her yerde olan fix bir yemek seçin ve gideceğiniz yerin fiyatlarını ona göre kıyaslayın. Mesela İtalya da pizza Margarita fiyatını bir parametre olarak kullanırım, İspanya’da Bravas fiyatını, Almanya’da Schnitzel fiyatını gibi 🙂
Bonus alış-veriş: Hatun okuyucularıma özel not, kızlar Zara, Oysho, Mango, Desigual İspanya kökenli markalar. O yüzden bu mağazaları seviyorsanız burada uygun fiyatlı şeyler bulabilirsiniz. Gerçi indirim zamanı Türkiye fiyatlarını geçer mi bilmiyorum ama Avrupa’ya göre bana fiyatlar çok daha uygun geldi.
Gelelim Barselona gezi rehberi detaylarına…
İlk başta da bahsettim Barselona büyük bir şehir, gezilecek görülecek çok yeri var. Son yıllarda Barselona demek artık neredeyse sadece ünlü mimar Gaudi’nin eserlerini görmeye dönüştüğünden naçizane tavsiyem siz ne olur aradaki balansı unutmayın 🙂 Gaudi süper, Gaudi rules o ayrı ama Barselona Gaudi’nin eserlerinden çok daha fazlası!
Barselona gezi rehberi deyince tabii ki aşağıda Gaudi’nin eserlerinden detaylı bahsedeceğim ama Barselona’nın Gaudi’nin öncesinde de birçok modern mimara ev sahipliği yaptığını, Pablo Picasso’dan Joan Miro’ya kadar daha birçok ünlü sanatçı çıkarttığını ve eserlerin şehri zenginleştirdiği gibi Barselona’nın da asırlar boyunca aşındırılmış sokaklarındaki tarihi dokunun artistik ruhu zenginleştirdiğini unutmamak lazım. Ayrıca Barselona Katalan kültürünün de merkezi, yerellerin gurur duyduğu ve yaşatmak için çaba gösterdiği yıl boyu çeşitli festivaller olsun, yemek kültüründen eğlenceye Katalan ruhunu yansıtan bir yer. O yüzden Gaudi eserlerini görmeden de Barsolna’da yapacak bir çok aktivite bulacaksanız. Ama tamam kabul, Gaudi artık şehrin ayrılmaz bir parçası.
Barselona Gezi Rehberi – Gaudi eserleri
Tamam hadi tamam başlıyorum Gaudi’nin eserlerini anlatmaya 🙂 Zaten bunu ayrıca bahsetmeyen Barselona gezi rehberi yazdım desem aforoz edilirim herhalde :p Neyse efenim, Gaudi’nin Barselona’da onlarca izi var dolayısıyla hepsinden bahsedemeyeceğim tabii ki ama en ünlü olanlarına dair notlarımı aşağıda bulabilirsiniz.
O zaman Barselona gezi rehberi Gaudi eserleri kısmına Barselona’nın ve Gaudi’nin birlikteliğinin simgesi Basilica de la Sagrada Familia ile başlayalım. Sagrada Familia şehrin bir nevi logosu olduğundan oldukça şişirilmiştir şeklinde önyargım da vardı ama turundan gayet keyif aldım. Hele artık yıllardır onca ülke ve şehirde yüzlerce kilise ve katedral görmüş biri olarak Aaa bu farklıymış deme ihtimalimin ortalama altı olduğu göz önüne alınırsa, Sagrada Familia çok net kendisine yapılan övgüleri hak ediyor diyebilirim 🙂
Burası hiçbirşey bilmeden gezdiğinizde de size Wow dedirtecek görsellik, ışık ve ambiyans sunuyor ama az biraz hikâyesini bilince daha da etkileniyorsunuz. Size aşağıda anlatayım biraz.
Sagrada Familia Katolik mezhebinin kilisesi, anlamı kutsal aile demek. Kutsal aile ile İsa, Meryem ve Joseph’i kastediyorlar. (Joseph İsa’yı evlatlık ediniyor gibi düşünün o yüzden baba rolünde). Burası halk için halk tarafından yapılan bir kilise ve yapımı 100 yılı aşkın süredir devam ediyor! Kiliseyi bitirmek artık İspanyol halkının boynunun borcu olmuş şeklinde ünü arttıkça artan bağışlar ile ve teknolojik gelişmeler ile inşaatı şu an bile devam ediyor. Bina içerden ve dışardan o kadar görkemli ki, planlara bakıp aa bunun daha yarısı bile bitmemiş nasıl yani şeklinde dumur oluyorsunuz, bitse daha çılgın olacak diye.
Niye peki bu kadar süredir bitmemiş? Çünkü ünlü dahi ama biraz çılgın mimar Gaudi’nin öyle bir tasarımı var ki, öyle detaylı öyle meşakkatli, zamanının mimarlığının sınırlarını zorluyor ve üstüne boyutlar inanılmaz devasa ölçekte. Zaten Gaudi bu projeyi devraldıktan sonra burası onun artık hayatının amacı olmuş ve beni etkileyen şeylerden birisi, Gaudi zaten baştan kendisinin buranın bitişini görmeyeceğini anlıyor. Ve ben göremeyeceğim diye üzülmek yerine sonraki nesillerin devam ettirecek olması buranın şanına şan katar ne güzel diye düşünüyor. Nitekim 5 jenerasyon olmuş burası hala devam ediyor ve şimdilik bitiş olarak 2026 hedefleniyor, Antoni Gaudi’nin ölümünün 100. Yılına yetişmesine kasacaklarmış. Bu arada Gaudi’ciğim zaten tüm parasını buranın yapımın bağışlamış kendi de evsiz kılıkta geziyormuş ve tramway çarpıp ölmüş iyi mi! İşin trajik yani bu böyle evsiz gözüktüğünden 3 gün yattığı hastanede kimse tanımamış kim olduğunu sonradan anlamışlar aa bu bizim Gaudi değil mi diye…
Bu hikaye zaten Gaudi’nin ne kadar sahne ışıklarından uzak yaşayan ve mütevazı kişiliğini de gösteriyor. Bu arada maalesef Gaudi bu şekilde vefat etmiş ama şimdi naaşı Sagrada Familia’nın içine gömülü.
Sagrada Familia’nın dışarıdaki detayları ayrı güzel, içerisi ise ışık ve sesin ahengiyle ayrı güzel. Dışardaki her heykelin pozisyonu ve detayının bile belli amaçları var. İçerdeki ışığa ise Gaudi özellikle kasmış ki dua etmeye gelenlere ekstra ilahi güc ilham versin. Zamanının ilerisinde mimari teknikler kullanıyor ve Gaudi bir doğa hayranı olduğundan ilhamını da doğadan alıp yansıtıyor. Mesela içerdeki devasa kolonlara baktığınızda yukarı doğru dallanıp budaklandığını görüyorsunuz. Öyle bir izlenim veriyor ki sanki bir ormanda yürüyorsunuz ve ışık ağaç dallarından süzülüp size geliyor. Zaten her şey bir sembol bir gönderme. Ama özetle hem içi hem dışı çok güzel, içerde ayrıca bir müze de var.
Rehberin söylediği içerde kendim görüp duymadığım ilginç bir bilgiyi vereyim: ana “Charity” (hayır işi, merhamet) kapısında kutsal aileyi simgeleyen heykellerin etrafındaki müzisyen heykellerin renklerinin farklı olduğunu görecekseniz. Onlar sonradan yapılmış çünkü orijinaller İspanya iç savaşında zarar görmüş. Yeniden yapımını ise Japon bir artist üstlenmiş- ki yeşil yapraklı demir kapıyı tasarlayan da o. Tur rehberin dediğine göre meleklerin gözlerini tasarlayan artist Asyalı olduğundan bu sonradan yapılma müzisyen meleklerin gözleri de biraz çekikmiş. 🙂 Zaten şu an Sagrada Familia’nın çoğu kısmı farklı artistlerin de katkılarıyla yapıldığında, bütünü artık kolektif bir esere dönüşmüş durumda. Tabii mümkün olduğunca Gaudi’nin orijinal tasarıma sadık kalmaya çalışıyorlar ama iç savaş sırasında orijinal tasarım kopyaları yakıldığından sonradan bulduklarına göre çalışıyorlar ve bazı kısımlar nasıl planlanmış hiç bilmiyorlar. Ama neyseki Gaudi 3 boyutlu maketler yapıp her detayı test edip çalıştığından buldukları maket parçaları gibi şeylerle büyük kısmını nasıl restore edeceklerini biliyorlar. Tabii bir de şu an direk herşeyi betondan yapıyorlar ama orijinalde taşımaları gereken farklı ağırlıkların ince detaylarına göre hangi kolon hangi maddeden yapılacak şeklinde farklı farklı materyaller kullanılmasını planlamış Gaudi.
Biletler pahalıydı açıkçası ama Gaudi’nin hikâyesini öğrenince ve buranın arkasındaki onlarca yıllık emeği ve insanların bir araya gelip vazgeçmeden bitirmeye çalışmasını düşününce ve bilet ücretinin yapımına devamında bağış olarak kullanılacağını duyunca fiyatı konusunda daha az kötü hissediyorsunuz. En azından benim için öyle oldu 🙂 Sagrada Familia biletleri ne kadar derseniz, 2019 ocak ayı fiyatları olarak, düz giriş bileti 17 euro, ses rehberli (kulaklı) bilet 25 Euro, tur rehberli bilet 26 Euro’ydu. Bir de web sitelerine göre kapıdan alırsanız fiyatlar birkaç Euro daha yüksek oluyormuş ama zaten bilet alma sırasını gördüğümden daha ucuz olmasa bile mutlaka online alın derdim. Bu arada ben tur rehberli bilet aldım. Tur rehberi belli ki konuya çok hâkimdi, yaklaşık 1 saat içerisinde gerekli bilgileri verdi. Ama sonra kendi gezi zamanımda gördüm ki içerdeki yazıları okursanız ve içerdeki müze kısmındaki kısa videoyu izlerseniz tur rehberinin verdiği çoğu bilgiyi zaten edinmiş olacaksınız. Bir de Pazar günleri saat 09:00’da Pazar ayini için halk ücretsiz girebiliyormuş, o yüzden eğer erken kalkarım sıraya girerim kasarım yer bulurum diyorsanız aslında ücretsiz görme şansınız da var. Rehberin söylediğine göre 08:30 da millet yerleri doldurmuş oluyormuş ona göre planlayın artık.
Sagrada Familia Gaudi’nin bitmeyen şaheseri ama Gaudi’nin ilginç stilini şehirdeki daha birçok yapıda görebilirsiniz. Bir diğeri Park Güell. Bu arada yukarda Sagrada Familia için bahsettiğim ama tüm Gaudi binası ziyaretleri için biletleri online alın. Ben düşük sezonda gittiğimde bile bilet sırası metreler uzunluğundaydı üstelik bileti olanların giriş sırası ayrıydı! Sezonu düşünemiyorum bile ki internetten okuduğum millet gerçekten kuyrukta 2-3 saat bekliyormuş!
Park Güell de güzel bir atraksiyon ama açıkçası kalabalıktan düzgün foto çekme imkanı olmayınca ve bazı kısımları tadilatta olunca tam verim alamadım, darısı başınıza.
Casa Basttlo yine ünlü bir Gaudi binası, ama açıkçası buna hem bilet fiyatı hem de kuyruğu gördükten sonra ben içine girmedim, dışarıdan fotolarla yetindim. İçini gezen varsa ne kaçırdığımızı yorumlara yazsın lütfen 🙂
Gaudi binaları dışında, ki yukarda bahsettiğim 3 yerin haricinde onlarca Gaudi eseri var,
Gaudi binaları dışında, ki yukarda bahsettiğim 3 yerin haricinde onlarca Gaudi eseri var,
Gothic Quarters şehrin eskiden beri gözde bir kısmı ve sokak araları olsun mekanlar olsun ziyaret etmeniz gereken bir bölge, La Rambla caddesi ise Barselona’nın kalbi denilebilecek en turistik caddelerinden, buranın üzerinde Mercat de la Boqueria’ya bir ziyarette bulunmayı da unutmayın. Mercat de la Boqueria içerisinde çeşitli allı pullu yiyecek ve içecekler sizi bekliyor. Baharat vs gibi hediyelik alışverişinizi de yapabilirsiniz. İçerde özellikle taburlerde oturmalı noktalarda yer bulmak gerçekten zor, ben elimde yiyip dolaştım diyeyim. Şu krepçinin fotolarını da bırakıyorum bir önünden geçin 🙂
La Seu Kathedrali bir diğer ziyaret noktası olabilir, özellikle Gothik mimarisi ile etkileyici bir kathedral. Milli Saray Palau Nacional de yine Barselona gezi rehberi gezilecek yerler kısmında bulunsun 🙂
Bunlar dışında daha gezilecek bir çok yer var örneğin şehrin büyük parklarından Parc de la Ciutadella olsun, eski dönem sokak ve dükkânlarıyla bir nevi tema parkı gibi düzenlenen Poble Espanyol olsun daha yapacak çok aktivite var. Ben açıkçası 3 tam güne hepsini sığdıramadım ama zaten biliyordum böyle olacağını o yüzden kendime bana hitap eden ve mutlaka görülmesini düşündüğüm yerleri plan yaparak diğerlerini artık bir sonrakine modunda gezdim 🙂
Bu noktada tekrar özellikle sezonunda oluşabilecek bilet kuyruklarına dikkat etmenizi, mutlaka online bilet almanızı tekrar hatırlatayım ki değerli zamanınız sıkıcı kuyruklarda harcanmasın.
Bu arada Barselona’ya gelmişken buradaki Flamenko Showlarına katılmanızı da tavsiye ederim. Zaten turistik caddelerinde yürürken bile size reklamı yapılan bir çok Show olduğunu görecekseniz farklı saatlerde/mekanlarda başlayan, yok içecekli, yok yemekli vs. Uygun fiyatlı arıyorsanız City Hall’daki 1 saatlik gösteriyi tavsiye ederim. En ucuz biletler 15 euro ve mekan çok büyük olmadığından ucuz kategoride bile sahneyi iyi görebiliyorsunuz. 15 euro + 3 euro içecekli olan bilete itibar etmeyin, sundukları Sangria’yı mesela içmesem daha iyiydi dedim 🙂
1 saat ise hem ilginizi aktif tutacak kadar kısa hem de tatmin edecek kadar uzun bir süre. Daha fazlası için bu tarz müziği ve dansı seviyor olmanız lazım. (düşünün Avrupa’lı turist 1 saatlik sıla gecesine mi katılsın 3 saatliğe mi, sıla gecesi herkesin hoşuna gitmeyebilir diye örnek verdim Türklerden bile seveni var sevmeyeni var, ya da sevse bile 1 saat yeter diyeni var vs… anladınız siz beni :))
Evet geldik Barselona gezi rehberi finaline. Dediğim gibi Barselona öyle 3-5 günle bitecek bir şehir değil, ama en azından bu Barselona gezi rehberi size bir fikir verdi diye umuyorum.
Barselona gezi rehberi için sizin de eklemek istediğiniz notlar olursa yorumlara mutlaka bekliyorum!
Mekan kısmını sonra yazacağım, bu yazı zaten destan oldu yine !Ama o zamana kadar Tapas için Ciudad Condal ismini bırakayım burda dursun.