2015 Uzakdoğu bizden sorulur adlı kişisel tur kapsamımda Çin’in Pekin şehrinden Güney Kore’nin Seul (Seoul) şehrine geçtim. Şehrin bir havaalanından girip (Gimpo Havalimanı) diğerinden çıktım (Incheon Havalimanı). Bizdeki Sabiha Gökçen ve Atatürk Havalimanları gibi düşünün. Güzel bir Seul rehberi için çok gezdim hiç durmadım 🙂
Güney Kore’yi özellikle izlediğim ve üç beş kelime kaptığım dramalarından ve Japonlar gibi bir acaip TV showlarından tanıyordum ve Çin’in Pekin şehrinden sonra geçince de temizlik, refah düzeyi ve modernlik anlamında bana daha güzel geldi. Bu tabii benim iki şehirde gezdiğim yerlere göre de değişen göreceli kavramlar ama o sırada bana öyle denk geldiği için Seul’u daha bir sevdim.
Seul rehberi için kısa başlıklar her zamanki formatımızda. Uzun versiyon için sizi aşağılara alayım. Not alın şimdi tecrübe konuşacak 🙂
Ulaşım: THY ve Korean Airlines’ın güzel fırsatları oluyor, ama çok özel bir kampanyaya denk gelmediyseniz uzakdoğu olarak direk Türkiye’den gittiğinizde en az 500-650 euro arası ya da TL ile 2000-2500 TL civarı bir fiyatı gözden çıkarmanız lazım.
Vize: Yok 🙂 Ama tabii girişte kalacağınız otel rezervasyonu, dönüş uçağı vs gibi belgeleri yanda bulundurmakta yarar var.
Yemek: Bibimbap (o yemek masanıza gelecek!), kimchi, Kore barbeküsü, pancakes, sokak yemekleri, tavuk, geleneksel yaz tatlıları
Görülecek: Myongdong, Seoul Tower, Gyeongbokgung Sarayı, Dongdaemun, Gangnam, Cheonggyengdong Çayı, InsaDong, Nandeamon.
Nerede kalmalı: Ben geceleri de alışverişe çıkarım, civarı canlı olsun diyerekten Dongdaemun’a yakın kaldım. Ama genel olarak metroya yakın olduğu sürece sıkıntı olmaz çünkü metroları gerçekten çok iyi.
Benim kaldığım yer Hyundai Residense olarak geçen bir apartman kompleksi. Aşağısında ismi 7-11 olan ama sürekli açık marketi de var. Odalar gayet büyük ve çamaşır makinesi bile var. Buranın tek sevmediğim yanı merkezi olmasına rağmen ana yoldan bir tık içeride ve o tık küçük sanayi gibi matbaa dükkanları önünden geçmeye denk geliyor. Akşamları önlerinden geçmekte tabii ki bir sıkıntı yok ama direk ana cadde üzerinde olsaymış 10 numara beş yıldız olurmuş, bu yüzden 8 yıldız veriyorum. (evet ben de farkettim numara olan 10 du yıldız 5’ti ama neyse şimdi…)
———————————————————————————————————————–
Gelelim Seul rehberi uzun versiyonuna.
Özellikle Uzak doğu gezilerinde dil bilmemek bir yana siz İngilizce bilseniz bile karşıdakinin bilmemesi, yer isimlerinin bile okunamayacağı alfabeler korkutur. Ama Seul söz konusuysa içiniz rahat olsun. Seul çok turist sever bir şehir.
Bunu zaten havaalanına indiğinizde, ki iki havaalanından diğerine göre “küçük” olanına bile inseniz, turist desklerde iyi İngilizce ve Japonca konuşan ve size otelinize varmak için binmeniz gereken metro bilgisine kadar söyleyen görevlilerden, size verdikleri gerçekten başarılı hazırlanmış şehir haritası ve broşürlerden, yolda gezerken bir çok noktada ücretsiz turist info merkezine ek turistik noktalardaki kırmızı tshirtlü ücretsiz turist rehberlerine, kazıklandığını düşünen turistler için ayrı ihbar telefon hattına kadar turistlere bir çok kolaylık ve yardım sağlayan özelliklerinden anlayabilirsiniz.
Hava yoluyla geliyorsanız, hava alanından çıkmadan mutlaka turist infoya uğrayın, kalacağınız yere nasıl gideceğinizi öğrenin, ve broşürlerden alın. Ufak bir miktar bozdurup, oranın İstanbul kartı olan ve metro ve otobüsler gibi bir çok yerde kullanabileceğiniz karttan mutlaka alın, diğer türlü her seferinde bilet almakla uğraşırsınız ki Seul metrosu sıklıkla kullanmanız gereken bir araç. Kartı alırken uzun uzun açıklayacaklar ama özetle dedikleri şu kartta kalan miktarı ülkeden çıkarken yaygın marketlerden, olmadı havalanında kendi yerinden geri iade alabiliyorsunuz. Sadece 500 wonluk (1-2 TL) sembolik bir miktarı vergi için kesiyorlar.
Orada şehir haritası ve broşürleri olarak bir kaç çeşide mutlaka denk geleceksinizdir ama ben özellikle resmi (official) turist Seul rehberi almanızı tavsiye ederim (bkn resimdeki – ücretsiz). Metrosu hem hatların renk ayrımı hem de durakların hattın nosuyla başlayan şekilde numaralandırılmış olması sayesinde kullanımı oldukça kolay. Yarım saatte ağı çözüyorsunuz diyebilirim. Örneğin 5 nolu hattın durakları 521-522-523..vs gibi. Üstelik her durakta Korece halinin yanı sıra İngilizce ve hatta bazen Japonca olarak varacağı durağın ismini söylüyor o yüzden yanlış yerde inme ve durağı kaçırma riskleriniz oldukça az. Metroda özellikle dikkat etmeniz gereken şey ise hangi numaralı çıkışı kullanacağınız. Çünkü bizdeki gibi doğru çıkıştan çıkmazsan alakasız bir yere gitmiş olabiliyorsun. Neyse ki zaten durak çıkışlarında hangi nolu çıkışın nerelere yakın olduğu yazıyor ama zaten elinizdeki haritadan vs de metro çıkışlarının hep olduğunu göreceksiniz, metroda giderken onu kontrol edip direk o noya göre çıkmak size kolaylık ve hız sağlayacak.
Seul’u gezerken yeşilin nasıl şehir ile iç içe olabileceğini de görüyorsunuz. Yeşil yerler o kadar güzel ki İstanbul’da o manzarada yerleri artık maalesef şehir içinde bulmanız pek mümkün olmadığından insanın canı biraz sıkılmıyor da değil.
Para bozdurmak için bankaları kullanabileceğiniz gibi, genel olarak oranları daha iyi olan döviz bürolarını da kullanabilirsiniz. Ancak Seul’de daha önce başka yerde görmediğim bir uygulama daha var. Bazı yerlerde kenarda oturan amcalar, ki bir işaret, tabela vs de çok belirgin yok, para bozuyorlar 🙂 Hem de verdikleri miktar iki yerden de daha iyi oluyor. Para nereden bozdurabilirim diye sorduğum turistlere bilgi veren görevli kişilerden biri göstermese bilemeyecektim! Kayıdı yok ama istersen oradan da bozdurabilirsin dedi. Bankalardan bozdurma da çok sorun olmuyor. (Bunu belirttim çünkü uzakdoğuda Çin’de bankadan bozdurmaya kalkıştığınızda imzaladığınız dokümanın haddi hesabı yok, oldukça da uzun sürüyor)
Metro duraklarında yine bir çok güzel dükkan da göreceksiniz, bu anlamda da ara sıra duraklamayı ihmal etmeyin.
Şehir yürümeye uygun, yürüyüş olarak da güzel, genelde ben metroda bir noktadan çıkıp, bir kaç durak yürüyüp gezip geri metroya binerek bir sonraki noktaya gittim. Yürüyerek turistik ve merkezi yerlerin birinden diğerine rahat geçebiliyorsunuz, yani şehir o anlamda çok büyük değil.
Seul ile ilgili dikkatinizi çekecek şeylerden biri teknolojinin günlük hayatta çok aktif kullanımı (süper otomatik dokunmatik kapı sistemleri gibi) ve alış veriş çılgınlığı. Ucuz alışverişten pahalı alışverişe sürekli her yer dolu. Türkiye’deki AVM’ler akşam 10’a kadar açık, Avrupa’da 6’da kapanıyorlar derken burada özellikle Dongdeamon bölgesinde sabah 5-6’ya kadar açık AVMler olduğunu duyunca baya şaşırdım… Night shopping dedikleri gece alışverişi kavramı var ki bu gece 2’de gittiğinizde bile gündüz saatlerini aratmayan yoğunlukta ve kalabalıkta dükkanlar görüyorsunuz demek.
Ve bayanlar bu kısım size makyaj ve güzellik malzemelerine saldırın. Güney Kore bu alanda Amerika’ya göre bile 7 yıl önde olmasıyla ünlü, (misal BB kremler Kore’de 10 yıl önce vardı). Kalite ve çeşit inanılmaz. Çeşit çeşit markalar görecekseniz, hepsinin ünlü ürünleri var, bu konu normal bir Seul rehberi içine sığmaz bunu bir ara detaylı yazacağım 😉
Alışveriş yaparken özellikle yerel dükkanlar ise pazarlık yapmayı unutmayın, mağazadan anlıyorsunuz zaten, ama bazen AVM içindeki yerlerde de yapılabiliyor, 80 bin wonluk gömleği 35 bin won’a aldım gibi.
Yemek: Her yer sokak yemeği. Açıkcası ben sürekli yolda gördüklerimi denemekten çok acıkamadığım için öyle oturup yemek yeme fırsatım az oldu 🙂 Şişte köftelerden, çeşitli pancake tiplerine, türlü et ve sebze ve deniz ürünlerinden içi tatlı fasülyeli hamur tatlılarına bir yığın sokak yemeği çeşidi var…
Yemek olarak ise zaten hemen hemen her yemeğin yanına getirdikleri kimchi’yi mutlaka göreceksiniz ama bu yardımcı yemek, bizdeki turşu gibi bir nevi, ana yemek değil. Eğer tek bir yemek yiyecekseniz mutlaka Bibimbap yemenizi öneririm. Damak zevki olarak da bize en yakın seçeneklerden, taş kaselerde pişmiş pirinç üzerine biftek, sebze, vs vs şeklinde tipleri var. Normalde karıştırılıp yeniyor ama ben ayrı ayrı tat almak için yarı karıştırıp öyle yedim. Baya beğendim. Hatta direk bunu deneyeceğiniz yer de söyleyeyim, ki bence ilk yemeğiniz için gidilmesi çok uygun bir yer, ,”Lotte Departmen Store” yemek bölümü.
Evet Seul rehberi içerisinde bir AVM’nin yemek katını öneriyorum ama bir durun dinleyin 🙂 Burası zaten oranın en ünlü merkezlerinden ve yemek katında çok çeşitli restoranları bir arada görebiliyorsunuz. Özellikle hemen ilk başta tüm Kore yemek çeşitlerini sokak yemeği seviyesinden yukarıda ama uygun fiyata görmek istiyorsanız buraya gelin. Buradaki bir çok mekandan arka tarafında doğru karşılıklı Japon ve Kore restoranı var. Ben o Kore restoranında denedim, içi hem dışarıya gore daha sakin, hem de fiyat performans olarak çok başarılı buldum. Benim yediğim klasik beef bibimbap 9500 wondu ama yanında kimchisinden tofusuna ve hatta soya filizi çorbasında 3-5 parça da getirdiler (ekstra ücret olmadan, bkn resim). Bu arada kimchi deyip duruyorum, kimchi dedikleri bir çeşit lahana turşusu marinesi, ama sarımsağı ve baharatı biraz güçlü. Bir de tadı yapan yere göre baya değişiyor. Özellikle yemeğe katık olarak güzel ama.
Bir de Seul rehberi yapıp Korelilerin çok sevdiği kızarmış tavuk ve bira ikilisinden bahsetmeden olmaz. Bu ikili kombini de orada denemenizi tavsiye ederim.
Klasik tatlılarından da deneyin özellikle yaz aylarında gidiyorsanız, ama porsiyon kesinlikle tek kişilik değil bir de ne beklediğinizi bilerek gidin yoksa benim gibi az biraz hayal kırıklığı olabilir 🙂 Çünkü tatlı dedikleri aslında buzu erimemiş kar gibi rendeleyip üstüne sos vs dökmek, benim denediğim klasik soslarıydı ve tat olarak leblebi tozuna benziyordu. Çok kötü diyemem ama benim tarzım bir tatlı değildi, hele ki gezerken iki yemek arası yorgunluk kahve ve tatlısı modunda sipariş vermişken. (evet kahve ile baya kötü bir ikili, ki tatlı 9500 wondu, ikisine beraber 12 bin won verdim ama çeyreğini bile yiyemedim)
Gezmelik:
Seul’da yapılacak bir çok güzel şeyler var ama mutlaka yapın deyip Seul rehberi kapsamına alacağım aşağıdakiler, zaman oldukça listenin sonuna doğru ilerleyebilirsiniz.
*Şehrin farklı bölgelerinde 5 tane eski usul palace (saray) var, bunlar oldukça ucuz biletli ve en az biri görülmesi gerekli tarihi ve turistik yerler. Ben en büyüğü ile en küçüğünü gezdim. Genelde herkes en büyük bir ve ikiye gidiyor. Bence birinciye mutlaka gidin, adı Gyeongbokgung Palace ve en büyük olanı. Bahçesi eski yapıları falan gerçekten büyük, o yüzden gezmeniz 1-2 saat alacaktır. Denk gelirseniz bazı saat başlarında ücretsiz İngilizce turlar var, yaklaşık 1 saat falan sürüyor. Ama çoğu bilgiyi bina önlerindeki açıklamalardan da okuyabilirsiniz. Girişi 3000 won yani 7,5 tl falan, küçüğü ise 1000 won yani 2,5 tlydi o yüzden hiç değilse girin bir bakın 🙂 (herhangi bir turist info dan veya kalacağınız yerden temin edebileceğini ücretsiz Seul rehberi kitapçıklarında zaten direk hangi metro istasyonundan ve hangi yönden çıkmanız gerektiği yazıyor, buraya direk metro çıkışı var.)
*Önemli cadde ve sokaklar:
Alışveriş manyakları demiştim özellikle bir kaç bölge var, kasılırsa major olanlar bir güne sığdırılabilir. Mutlaka görmeniz gerekeni Myeondong, bzim kadıköy ya da İstiklal gibi düşünün.
Benzer yer ama biraz daha sanatsal ve el işi (artsy) dükkanlar diyorsanız Insadong.
Sabahlara kadar açık avmler dediğim Dongdaemun bölgesinde, ben de burada kalmıştım zaten. Gece 12de 1 de alışveriş yapmak ilginç 🙂 Ivır zıvır alışverişimi de buradaki yerlerden birinde yaptım, magnettir kupadır vs . Bu bölgede yan yana shoppin complexler var diye düşünün, ben özellikle klasik zincir mağazaların olduğu değilde içi kat bazında özelleştirilmiş, yerel stand olanları beğendim. Bunlarda pazarlık yapmak da mümkün. Kat kat ayırmışlar dediğim örneğin koca bir kat gündelik bayan giyim, koca bir kat sportif giyim, koca bir kat aksesuar, ve koca bir kat ayakkabılar!.. ve böyle 10’dan fazla kat var, sadece birinde…
Bir de bu bölgede ben yetişemedim ama örneğin 5’te virtual k-pop konseri yapılıyor, ona katılmak ilginç deneyim olabilir 🙂 5’ten sonra bir tane daha var ama yanlış hatırlamıyorsam fiyat çok artıyordu.
Yine alış veriş için Nandeamun ismi geçecek bu da biraz daha geleneksel pazar gibi düşünülebilir.Yanyana bir sürü minik dükkan.
Zamanınız çok az is eve tek bir yere gidebiliyorsanız Myeondong. Burası ana merkez gibi düşünebilirsiniz.
Bunlar dışında ben şahsen üniversite civarındaki cafeleri ve dükkanları da beğendim ama ben zamanım olduğu için ek olarak üniversite bölgesine gittim.
*Seoul Tower, Seul’un ünlü kulesi. Bir akşam buraya mutlaka gidin. Hemen hemen her Kore dramasında var 🙂 Özellikle çiftler için popüler, buraya birlikte gelinmesi önemli bir sembol. Gece manzarası çok güzel, buraya teleferik dahil çeşitli erişim yöntemleri var, ben fiyat olarak otobüsü tercih ettim. Oradayken girişte fotonuzu çekip manzara ile fotoshoplayıp yukarıda size sağlam fiyatlara satıyorlar. Tabii almak opsiyonel.
*Bukchon, ben gidemedim ama burası şehrin eski usul evlerinin olduğu bölgesi. Burada yapılar yüzyıllar önce olduğu gibi ve hala kullanımda, o yüzden bu bölgede tarihi film ve drama çekimi de çok oluyormuş.
*Cheonggyecheon Stream, şehirden geçen bir çay aslında. Bu çayı 900 milyon dolara restore edip kenarında yürünebilir hale getirmişler. Özellikle yazın bir de fener (lantern) festivaline denk gelirseniz akşam çayın üzerindeki özel çeşitli aydınlatılmış kısımlarda ve dev yüzen maket manzaralarıyla oldukça keyifli bir yürüyüş yapabilirsiniz.
*Gangnam, şarkısı ile ismine en azından aşina olduğunuzu tahmin ettiğim bu bölge biraz daha lüks bir kısım. Buraya gelince zaten geniş caddedeki dev LCD ekranlar, dükkanların görünümü, normalde zaten çok stil sahibi ve bakımlı olan bayanların bile daha da bir şık olmasıyla buranın bir tık üstte olduğu direk belli oluyor. Bu bölgenin güzel yemek yerleri var. Ama bu bölge aslen gece eğlence klüpleriyle ünlü. Seul’ gelmişken Gangnam bölgesine gidip bir Gangnam style görün 🙂
*Namsangol Hanok Village eski traditional bir village modunda turist atraksiyonu, burada mesela geleneksel kıyafet falan da deneyebiliyorsunuz (5000 won gibi cüzi bir rakam karşılığı), yakınlarındaysanız girin bir bakın.
*Ewha sadece bayanlara özel üniversite civarı da güzel 🙂 Kampüs ve civarında kafeler alışveriş yerleri falan yine gezmesi keyifli yerler.
*Yine ben gitmedim ama özellikle Kore drama ve idollerini sevenlerin gimek isteyeceği, ünlü ajansların ve TV stüdyolarının olduğu bir bölge var. Fanlar genelde buralarda takılıp ünlüleri görmeye çalışıyorlar, duymadım demeyin 😉
Evet bu Seul rehberi dışında da eğer zamanınız varsa Seul’de yapacak çok şey var! Sorunuz varsa bana buradan yazabilirsiniz!
2 comments
Merhabalar seyahat yazınızı ilgiyle okudum ve Ağustos’ta yapacağım Kore seyahati için faydalı bilgiler edindim ve mümkünse sizden ricam 2haftalık Kore seyahati bana uçak hariç ne kadar bir bütçeye denk gelir tahmini bütçe konusunda beni aydınlatırsanız sevinirim Geçen yılki Japonya seyahatim bütçemi sarsmıştı umarım aynı bütçeler olmaz…şimdiden teşekkürler
Merhabalar!
Tesekkür ederim, faydalı bilgiler edindiyseniz ne mutlu bana 🙂
Açıkcası herkesin gezme tarzı farklı olduğundan tahmini bütçe söylemek zor, misal sokaktan atıştırmalıklarla yemeği halletmek var gidip bir yerde oturup yemek var, hostelde kalmak var otelde kalmak var, bütçeyi ciddi değiştiriyor. Neyseki Seul bu konuda bütçenize göre yemek ve konaklama bulabileceğiniz bir yer. Sizin tarzınızı bilmediğimden kıyas yapabilmeniz için ben bir kaç genel rakam vereyim, (hesaplama da kolaylık için 1000 won 3 tl gibi düşünün ama normalde 3tlden biraz fazla) örneğin metro tek yön 1200 won, mc donalds menüsu 6000 won, kola 1500, kahve 3000-4500 won arası, bira ortalama 3500 won civari diyebiliriz. Ucuz yerlerde 5000-10000 won arasına yemek yiyebilirsiniz. Orta halli ve üstü restoranlarda bu fiyat daha yüksek olacaktır, Açıkcası Kore’de sokak yemekleri hem güzel hem ucuz, marketlerden de hazır yemek alınabilir, bütçe sıkıntısı varsa tavsiye ederim, yemek masrafini daha da ucuzlatır. Seul’daki sarayların girişleri uygun, 1000 won, 3000 won gibi rakamlar ama Seul Kulesi 10.000 won. Konaklama olarak da yine bütçenize göre gecelik 9-10 bin wonluk hosteller en ucuzu, 60-70 bin wona düzgün otel çok rahat bulunur. Umarım bu rakamlar bir fikir verir, şimdiden iyi gezmeler!